“Para Kazanmanın Her Türlü Yolu Mubah Değildir!”

Beka Aksesuar Dış Ticaret Müdürü Şule BARAN ile sektör değerlendirmesinden sektörü daha iyiye taşımak için yapılması gerekenlere kadar geniş bir perspektifte, Mall of Istanbul The Office ofislerinde bir röportaj gerçekleştirdik.

 

 

 

Bize kendinizden bahseder misiniz?

Bu sektöre çok uzun yıllar önce başladım. Önceleri plastik kapı-pencere ürün grubu ile başladım. Daha sonra aksesuar satışı ile devam ettim. Son 15 yıldır da dış ticaret alanında çalışma hayatıma devam ediyor, deneyimlerimi firmamızı daha ileriye götürmek için kullanıyorum.

Sektörde eski bir firma olduğunuzu biliyoruz; fakat geçtiğimiz seneden itibaren yeni bir oluşum ile devam ediyorsunuz. Firmanız hakkında bilgi verir misiniz?

2005 yılında kurulan firmamız, 2017 yılının Eylül ayında unvan değiştirerek yeni bir firmaymış gibi göründü fakat biz, eski ve deneyimli bir firmayız. Ortaklarımızla, uzun yıllar güzel bir şekilde devam eden işbirliğimizi yine aynı şekilde sonlandırarak Beka Aksesuar Dış Ticaret firması olarak yolumuza devam ediyoruz.

Sektör partnerleriniz hakkında neler söylersiniz?

Çalıştığımız birçok farklı partnerimiz var. Çalıştığımız ve temsil ettiğimiz firmaların alanında güçlü, tecrübeli, uzman ve iyi firmalar olmasına dikkat ediyoruz. Beraber yürüdüğümüz firmalar kendi konularında gayet uzmanlaşmış firmalardır ki bunlar sektörün öncü isimleridir.

Ürün gruplarınız nelerdir?

Plastik pencere yapımında kullanılması gereken profil ve destek sacı dışında ne kadar ekipman varsa bunların teminini gerçekleştiriyoruz. İspanyolet, kol, menteşe, vida grubu, makine grubu, kimyasal grup gibi bir pencerenin üretimi için ne gerekiyorsa, müşterilerimiz bu ürünlere bizden ulaşabiliyor.

“Belli bir standardın altındaki ürünü müşteriye satmıyoruz. Kendilerini alıp bize gönderdiği ürünleri yüklemeyi kabul ediyoruz ama düşük kaliteli bir ürünü asla kendimiz alıp müşteriye pazarlamıyoruz. Bunu da artık müşterilerimiz çok iyi biliyor. Bu bizim en büyük farkımız; yani para kazanmanın her türlü yolunun mubah olmadığını düşünüyoruz.”

Katıldığınız ya da katılmayı planladığınız fuarlar var mı?

Beka, henüz çok yeni bir oluşum. Eğer Beka olarak düşüneceksek çok kısa bir geçmişimiz var. Bu kısa oluşuma çok verimli geçen bir Dubai Doors Window Facades Fuarı sıkıştırdık. 2018 yılı içerisinde, katılmayı hedeflediğimiz en az 2-3 tane yurt dışı fuarı var. Beka bir dış ticaret firması olduğundan yurt dışı fuarlarını çok önemsiyoruz ve mümkün olduğunca bu fuarlara katılmayı planlıyoruz.

2017 sizin için nasıl geçti, 2018’den beklentileriniz nelerdir?

2017’nin bizim sektörümüz için çok güzel geçtiğine inanıyorum, bu güzellikten biz de payımızı aldık. Birçok firma üretimi çok fazla zorladı; malzemeleri yetiştiremediler, mesaili çalışmalar yapıldı. Bu da sektörde iş ve hareketin olduğunu gösteriyor. Sene başları çok fazla fikir vermese de geçen yılın bitimiyle bu yılın gelişine baktığımızda 2018 için de aynı hareketin olacağını düşünüyoruz. Öngörülerimiz 2018’in de geçen yıl gibi, iyi bir yıl olacağı yönünde.

İç piyasada çalışmamanızın buna bir etkisi olabilir mi?

Kesinlikle olabilir. Bir de biz çalışırken pazarımızın riskini bölüyoruz. Tek bir taneye ya da 2-3 pazara yoğunlaşmadan; uzanabildiğimiz kadar farklı pazarlara ulaşmaya çalışıyoruz. Bunun bizim için büyük artıları var. Çalıştığımız herhangi bir pazarda bir risk oluştuğu takdirde yoğunlaşacağımız ikinci pazarımız zaten elimizin altında oluyor. Ülkelerin inanışları ve yaşayışlarına göre tatil olan bir pazar, diğer bir pazarda tatil olamayabiliyor. Boşlukları bu şekilde doldurarak bir çalışma yapıyoruz. Şimdi tüm bunların meyvelerini yiyoruz. İhracatta her sezonumuzu dolduracak bir pazar oluşturuyoruz bir şekilde.

Firmanızın maliyetlerinde, markanızın pazardaki başarı grafiğinde ve rekabet noktasında sizi diğer firmalardan ayıran öncü farklılıklarınızdan bahseder misiniz?

En büyük farklılığımız, ticareti olması gerektiği gibi yapıyoruz. Bu bizim kendimize söylediğimiz bir şey değil, müşterilerimizden aldığımız geri dönüşlerdir. Biz müşterilerimize asla kendi istediğimiz ürünü değil şartlar neyi gerektirirse gerektirsin onların istediği ürünleri veriyoruz. Yüklediğimiz her araca kendi aracımız gözüyle bakıyoruz. Aracın yükleniş tarzından tonaj detaylarına kadar müşteriyi bilgilendiriyoruz. Eğer eksiklik ya da onların zararına bir şey varsa mutlaka buna müdahale ediyoruz ki bu da müşterilerimizin çok beğenerek bizi taktir ettiği başka bir konudur. Müşteri talep etmiş dahi olsa, belli bir standardın altındaki ürünü müşteriye satmıyoruz. Kendilerini alıp bize gönderdiği ürünleri yüklemeyi kabul ediyoruz ama düşük kaliteli bir ürünü asla kendimiz alıp müşteriye pazarlamıyoruz. Bunu da artık müşterilerimiz çok iyi biliyor. Bu bizim en büyük farkımız yani para kazanmanın her türlü yolunun mubah olmadığını düşünüyoruz.

Sizce iş dünyası ve sektör temsilcileri kriz dönemlerini fırsata nasıl çeviriyor?

Bunu tamamıyla kendi sektörümüz için yorumlayacağım. Krizler düşük kâr marjlarını biraz daha yükseltip standartlara yaklaştırma fırsatlarıdır aslında. Biz hammadde olarak dövize ve Londra Metal Borsasına endeksliyiz, büyük bir hammadde grubumuz buradan işlem görüyor. Döviz son 4-5 aydır hareketli olduğu için ve her gün farklı rakamlardan işlem gördüğü için müşterilere günlük fiyatlar veriyoruz. Bu, bir kriz gibi görünüyor ancak bunu fırsata çevirebiliriz. Bu fiyat geçişlerini müşterilere anlatırken kâr marjlarımızı biraz daha zorlayabilirsek en büyük fırsat bu olacak. Ben en güzel paraların kriz zamanlarında kazanıldığını düşünüyorum; çünkü geçmişte yaşadığımız tüm krizler bize bunu gösterdi. Bu noktada ekonomik kriz diyebileceğimiz kur artışları çok iyi fırsatlar olabilir. Ülke olarak bize dezavantaj oluştursa bile dövizin güçlenmesi, bizim dış piyasadaki Türk Lirası karşısındaki gücümüzü de arttıracağı için aslında bunları çok güzel değerlendirebileceğimizi düşünüyorum.

Sektörle ilgili neler söylemek istersiniz?

Sektörümüzle ilgili söylenecek çok fazla şey var aslında. Bunların en önemlisi sektörümüzde bir birlik olmaması. Özellikle aksesuar grubu içinde ciddi bir rekabet söz konusu ve bu rekabetin neticesinde firmaların kâr marjları çok cüzi oluyor. Yani üretici de satıcı da bu rekabetten dolayı yeterli kârı elde edemiyor. Aslında baktığımızda aksesuar grubundaki üretici sayısı az. Bu işi layıkıyla yapan firma sayısı bu kadar azken böylesi bir rekabetin oluşması ve firmaların birbirlerinin kârlarıyla bu kadar oynaması bana çok enteresan geliyor. Firmaların bir an önce bir araya gelip aksesuarda ve diğer ürün gruplarında birlik oluşturup en azından bir dip fiyat politikası uygulamaları gerektiğine inanıyorum.

Sanırım bu, çok zor bir şey. Bireysel yürütülen faaliyetler çok fazla yankı uyandırmıyor ve bir yaptırımı olmuyor.

Aksesuar sektörünün içinde bulunduğu durum biraz zorlu! Bütün anlamıyla aksesuarcı diyemeyeceğimiz, atölye mantığıyla çalışan çok fazla imalatçı var. Bu imalatçılar kendi devamlılıklarını sağlamak adına bireysel önlemler alıyorlar ve bu durum, sektöre pek yaramıyor, dezavantajı oluyor. İvedilikle, tüm imalatçıların bir araya gelip yürütülen farklı fiyat politikalarıyla ilgili bir paydada buluşmaları gerekiyor. Belki aralarında fiyat politikasını yine oturtamayacaklar; ama büyük ve küçük ölçekli üreticileri koruyacak önlemler alabilirler.

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Çok uzun yıllardır bu sektörün içindeyim. 20 yılı aşkın süre içerisinde, dönüp geriye baktığım zaman ilk zamanlara göre tabii ki çok yol kat ettik. İftiharımız olan birçok ürünümüz var. Özellikle bu konuda partneri de olduğumuz Reze markasını vurgulamak istiyorum. Fakat 20 senede gelinen nokta olması gerektiği gibi değil. Üretim ve sistem anlamında ve birçok üründe çok daha iyi işler çıkarabiliriz diye düşünüyorum.

“Not All Ways to Make Money is not Fair!”

We have realized an interview with Şule BARAN, Foreign Trade Director of Beka Aksesuar at their Office located at Mall of Istanbul The Office discussing from the industry evaluation to the ways to improve the sector.