tubitak 1cProf. Dr. Metin USTA “Alüminyum Sektörü, Katma Değerli Üretime Odaklanmalı”

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Malzeme Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Metin USTA ile TÜBİTAK MAM’ın alüminyum sektörüne ilişkin çalışmaları, sektörün sorunları ve çözüm bekleyen konular üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

 

 

tubitak 1

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Malzeme mühendisiyim. 1992 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Metalürji Mühendisliği’nden mezun oldum. Daha sonra 1992 yılında kurulan o zamanki adıyla Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü adına Amerika’da imtihan kazandım. Orada yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası çalışmalar yaptım. Y. Lisans sırasında kimyasal buhar çökertme yöntemiyle kaplama konusunda, doktora sürecinde alüminyum alaşımları üzerine çalışmalar yürüttüm. Doktoram sırasında NSF’den destek aldık. NSF, verdiği destek karşılığında, okula en yakın alüminyum tesisinin bir sorununun giderilmesinde görev almamı şart koştu. Benim de doktora çalışmam bu şekilde gelişti. Ekip arkadaşlarımla birlikte 6XXX serisi ekstrüzyon alaşımlarını ekstrüde eden tesisin prosesini inceledik, prosesin sıcaklık değişimlerini takip ettik, üretilen malzemelerin iç yapılarını inceledik, özelliklerini analiz ettik. Bir çeşit proses geliştirme yaptık. Daha sonra da biyomalzemeler ve titanyum alüminat gibi intermatik malzemeler üzerine çalıştım. 2002 yılında Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’ne döndüm. Yardımcı doçent oldum. 2005’te doçent, 2010’da da profesör oldum. 31 Mart 2014 tarihinde okulumdan TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsü Müdürlüğü’ne görevli olarak geldim. Yaklaşık 7 yıldır burada görev yapmaktayım.

Gebze Teknik Üniversitesi’nde yaptığınız projelerden bir örnek verebilir misiniz?

Amerika’dan geldiğimde, o zamanki adıyla Devlet Planlama Teşkilatı alüminyum üzerine bir proje vermek istedi. Çünkü Gebze ve civarı bir alüminyum havzası içerisinde bulunuyordu. Yakın civarında farklı alüminyum fabrikaları vardı. Dediler ki, “Konumunuz itibariyle alüminyumun merkezindesiniz. Orada bir alüminyum merkezi kuralım.” Böylece 2003 yılında bölgede Alüminyum Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruldu. Biz oranın altyapısını kurarken çok geniş düşündük. Herkese hizmet vermesini hedefledik. Bu anlamda malzeme karakterizasyonuna, test ve analizlere yönelik bir altyapı kuruldu. Ayrıca alüminyum, magnezyum ve de zirkonyum üzerine sert aşınmaya ve de korozyona dayanıklı kaplamalar yapabilen mikro ark oksidasyon diye adlandırılan bir pilot çapta kaplama altyapısını kurduk. Alüminyuma baktığımızda yüzeyde alüminyum değil, aslında korozyona dayanıklı oksit tabakası olan alüminyum oksit (alümina) görürüz. Alümina tabakası alüminyumun oksidasyona uğramasını engeller. Biz bu tabakayı binlerce kez artıran, alüminyumun oksidasyona uğramasını engelleyen bir sistem kurduk. Konuyla ilgili yüksek lisans, doktora tezleri çıkardık. Daha sonra sistemi farklı alaşımlar üzerine uyguladık. Bu sistemi başka bir yönteme de uyarlayarak, aynı sistem içinde yeni biyo-malzemeler geliştirdik. Bu kaplamayı biyomalzeme üzerinde de kullandık.

TÜBİTAK MAM, sanayicilere nasıl bakıyor? Ar- Ge konusunda ne tür destekler veriyor?

TÜBİTAK’ın 2 ayağı var. Bir destek kısmı var. Firmalara Ar- Ge ve üretim projelerinde destek veriyor. Üniversitelere de farklı destekleri oluyor. Yani bir çeşit fonlama mekanizması olarak tanımlayabiliriz. Bir de TÜBİTAK’ın araştırma yapan enstitüleri var. Biz onlardan biriyiz. Biz enstitüler olarak, şirketlere veya üniversitelere herhangi bir fon sağlamıyoruz. Özel sektörle ortak projelerimiz olabiliyor. Örneğin bazı TEYDEB projelerinde projeleri geliştiriyoruz, Ar-Ge’sini yapıyoruz ve çıktısını firmaya sunuyoruz. Firma bu çalışmayı geliştirir ve ürüne dönüştürebilir. Ya da firma bir TEYDEB projesi başlatır, geliştirme noktasında bizden destek alır. Ya da bizden danışmanlık alır. Hizmet konusunda tüm altyapımız özel sektöre açık. Onun dışında TÜBİTAK dışında da özel sektörle ortak projeler geliştirebiliyoruz. Özel sektöre kullandırdığımız altyapı ve donanımımız için “Endüstriyel Hizmet” adı altında belli bir ücret karşılığında test, analiz ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Yıllardır birlikte çalıştığımız firmaların ücretlendirilmesi daha farklı olabiliyor.

 tubitak 1b

Alüminyum Türkiye’de ağırlıklı olarak hangi sektörde kullanılıyor? İhracat ve ithalat açısından nasıl bir görünüm sunuyor?

Bir örnek vermek gerekirse alüminyum kullanımı en fazla inşaat sanayidedir. İnşaatla kalkınma belirli bir yere kadar. Kişi başına düşen milli gelir 3 bin dolar ise, bunu inşaat ile 10 bin dolara çıkarabilirsiniz. Ama ondan sonrası artık yüksek teknolojinin işi. Ancak üretimi artırarak katma değerli ürünler üreterek bunu geliştirebilirsiniz. Muhakkak katma değerli ürün geliştirmek lazım. Bunu yapan çok ülke var. İnşaat sektöründe bir gerileme olduğunda, bu alüminyum sektörüne de sirayet ediyor. Gelişmiş ülkelere baktığımızda ise ağırlıklı olarak ulaşım sektöründe kullanılıyor. Mesela şimdi elektrikli araçlar üretiliyor. Bu araçların emisyon değerlerinin düşük olması hedefleniyor. Alüminyumun hafifliğinden ve de korozyona dayanıklılığından dolayı bu alanda da tercih edilen bir malzemedir. Yani alüminyum çok geniş sektörlere hitap ediyor ama biz yeni tanıyoruz. Türkiye’de 250 ekstrüzyon fabrikasından, 400 dökümhaneden ve de binlerce preslerden bahsediliyor ama kapasiteler çok verimli değil ve de genelde aynı iş alanlarında toplanma olmuştur. Yaklaşık değerler olarak, 2, 5 milyar dolar ihracatımız var ama 3,5 milyar dolar da ithalatımız var. Alüminyumda 1 milyar dolar cari açık veriyoruz. Birincil alüminyuma, hurdaya veya yarı mamule verdik paramızı. Demek ki katma değerli ürün üretemedik ki cari açığımız bu rakamlara yükseldi. Hep aynı proseslerle, teknolojilerle ilerleyerek katma değer koyamazsanız, üzerine cari açık kapanmaz. Müşteri odaklı yaklaşımla daha uç ürünlerin üretilmesi lazım. Belki büyük firmalarımız bunu yapamaz ama küçüklerimiz yapabilir. Özetlemek gerekirse, bizde çok büyük firmalarımız var ama katma değerli üretim yapamıyoruz. Doğu’dan alıp Batı’ya ihracat yapan başarılı bir ülkeyiz aslında. Burada firmalar arası, devletler arası ilişkiler çok önemli. Firmalarımıza güveniyoruz ama alüminyum sektörünün stratejik olarak ilerlemesi lazım. Bir plan ve program doğrultusunda üretim ve pazarlama stratejisinin yapılmasına ihtiyaç var.

Alüminyum üretiminde ne tür sıkıntılar yaşanıyor?

Türkiye’de özellikle havacılık, uzay ve savunma sanayinde çok kritik stratejik önemi olan 2XXX, 7XXX serilerinin bir sıkıntısı var. Bunlar üretilemiyor. Hepsi yurt dışından ithal yoluyla gelmektedir. Eğer ki bu alanlarda ilerlemek istiyorsak, bu alanların çok ihtiyacı olan levha üretiminin olması lazım. Bizim bunun için gerekli alt yapı olan sıcak hadde tesisimiz maalesef yok. Bir sıcak hadde tesisinin kurulması lazım. Bundan 2-3 yıl önce proje bazlı teşvikler çıkmıştı. Ama şu anda bir yatırıma dönüşemedi. Bu çok elzem bir şey. Bu sorunu aştığımızda havacılık sanayinin önü açılacak. Çünkü alüminyum çok stratejik bir malzeme. Devletler arası ilişkilerde sıkıntılar yaşandığında alüminyum gibi stratejik malzemeleri parasını verseniz bile alamıyorsunuz veya yüksek vergilere maruz kalıyorsunuz. Bu nedenle Türkiye’de üretim sıcak hadde tesisinin de kurulması şart. Ayrıca bu tür 2XXX ve 7XXX alaşımların ekstrüzyon ile şekillendirilmelerine de çalışılması lazım.

Pandemi, TUBİTAK MAM’ı nasıl etkiledi?

Belirli projeleri belirli sürede bitirmeyi taahhüt ettiğimiz için biz de değişen hiçbir şey olmadı. Ar- Ge’de mesayi kavramı yoktur. Ar- Ge 7/24 çalışır. Dolayısıyla salgın bizi çok etkileyen bir unsur olmadı. Biz çalışmalarımıza aynı hızla, fakat gereken tedbirleri alarak devam ettik.

Değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mıdır?

Buralara kadar gelip bizleri ziyaret ettiğiniz için biz teşekkür ederiz. Win&ARTProje ve ALU&Art Dergileri olarak ülkemizin geleceği için stratejik öneme sahip olan alüminyum konusunu her yönüyle sahiplendiğiniz için sizlere teşekkür ediyoruz. Bu konu TÜBİTAK için de çok önemli. Konuyla ilgili her türlü desteğe açık olduğumuzu belirtmek isterim.

Prof. Dr. Metin USTA:“Aluminum Sector has to focus on Value Added Production”

We made an interview with TÜBİTAK Marmara Research Center (MAM) Materials Institute Director Prof. Dr. Metin USTA on the studies of TÜBİTAK MAM in the aluminum sector, the problems of the sector and the issues that need to be resolved.

Powered by OrdaSoft!