osman gudu

Yok Edilen Her Zeytin Ağacına, Zeytinlik Ormanı
Geçen hafta, Soma’nın Yırca köyündeydim. Balıkesir-Savaştepe yol ayrımından sonra tek şeritli yoldan Soma’ya gidiyorsunuz. Doğal güzellikleri ile yolun 70 km’lik bölümü sizi Soma’ya kavuşturuyor. Soma’ya girer girmez kentte yoğun yanık kömür kokusunun hâkim olduğunu hemen hissediyorsunuz. Daha önce yapılmış ve faaliyette olan iki termik santralin yaydığı koku dışarıdan gelenleri hemen etkiliyor. Bölge halkı kaderine razı olmuşçasına kent yaşamına ayak uydurmuş. Son maden kazasında yitirilen 301 maden işçisinin acısını daha yüreklerinden atamadan, bir başka kara yazgıya direniyor, Somalılar.

osman gudu 32

Kente yapılması planlanan 3. termik santralin yapılacağı alandaki 6 bin zeytin ağacının bir gece sabaha karşı katledilmesi tüm bölgeyi yasa boğmuş. Yırca köyüne sabahın erken saatlerinde ulaşıyorum. Köy meydanındaki kahvehanenin önü şimdiden dolmuş. Dikili Belediye Başkanı Mustafa TOSUN, gönderdiği zeytin fidanları yanı sıra, her türlü desteğe hazır olduklarını, buradaki direncin simgesi haline gelen Yırca köyü muhtarı Mustafa AKIN’a iletiyor. Köy meydanına onlarca araç giriyor. Manisa, İzmir, Turgutlu, Bostanlı ve çevre kentlerden gelenler. Hepsi yanlarında zeytin fidanlarını getirmiş. Kesilen 6 bin zeytin ağacının yerine yaratılacak bir zeytin ormanı için, ailesindeki her birey adına bir fidanı ile gelmişler. Öğle duyarlı olanlarda var ki, kazmasını dikeceği fidana vereceği can suyunu dahi getirmiş. Birbirlerini bu köy meydanında ilk kez gören doğaseverler, yıllarca var olan, bir dostluğun paylaşımın içindeymişçesine, samimi içten ve sıcaklar.
Zaman öğleye doğru yaklaştıkça köylüler, alana geliyor. Saf temiz, duru ve içtenler. Kesilen zeytin ağaçlarını evlatlarını kaybetmişçesine anlatırken çoğunun gözyaşları tüm engellemelerine rağmen yanaklarından süzülüyor. Her biri öyle dolu ve bilinçli ki, anlattıklarından etkilenmemek elde değil. Bir köylü kadın elindeki bir parça ekmeği göstererek yerdeki zeytin torbasından aldığı zeytini uzatıp; daha hasadımızı alamadan ağaçlarımızı yok ettiler. Okula gönderdiğimiz çocuklarımızın ekmeğine sürdüğümüz zeytinyağını dahi bulamayacağız. Su mu süreceğiz ekmeklerine? Bizim onun üzerine sürecek ne yağımız var ne balımız diyor. Duygulanmamak elde değil. Bir başka köylü kadın, aylardır sorunlarımızı dile getirmeye çalışıyoruz, seçim zamanı kapımıza gelenler şimdi neredeler? Buraya gelen yabancılar bir gün dahi kömür kokusundan duramıyorlar. İki termik santral var bunun yarattığı kirlilik zaten yetiyor. 3. termik santrali de başka bir yere yapsınlar. Hepimiz kanser olduk, diyor. Zira köylüye ait arazinin acele kamulaştırma yasası içinde ellerinden alınması, tam zeytin hasadının yapılacağı bir zamanda bu alanın tel örgülerle çevrilip özel güvenlik güçleri ile korumaya alınması, hepsinde öğle bir travma yaratmış ki, düşman işgaline uğramış, ellerinden malları alınmış gibi hissetmişler.
Yapılacak termik santral için yargıya yaptıkları müracaatın sonucunu beklerken elleri ile yetiştirdiği babadan miras kalan birçok zeytin ağacını korumak için aylarca nöbet tutmuşlar. Ne yazık ki, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına sevinemeden, kararın hemen öncesinde sabaha karşı 04’de iş makinalarının alana girip, aylarca nöbet tutup korumak amacıyla bekledikleri zeytin ağaçlarının yerle bir edildiğini görmüşler. Tel örgülerine göğüslerini verip iş makinalarının önüne geçmişler. Ama nafile. Özel güvenlik güçleri ve sahaya çağrılan Jandarma yapılan bu katliama ne yazık ki seyirci kalmış, birçoğu da darp edilerek dövülmüş ve kelepçelenerek gözaltına alınmış. Tam 6 bin zeytin ağacının katledilmesinden sonra sabahın ilk ışıklarında alana gelenler gözyaşlarını tutamamışlar. Konuyu yargıya taşıyanların gelen mahkeme kararını öğrendikten sonra, kazanılmış davanın sevincini bile yaşayamamışlar. Şimdi alanda yerle bir edilmiş binlerce zeytin ağacı dallarındaki zeytinlerle, yaşamı içindeki son meyvelerini toprağa döküyor. Yırca köyü sakinleri bu travmayı nasıl atlatacak bilinmez, ancak hangi sebeple olursa olsun 6 bin ağacın topraktan koparılırcasına, parçalanarak yok edilmesinin görüntüsü ziyarete gelen her kes için unutulmayacak bir görseli belleğine işleyecek. Dilerim zamanın çarkı içinde Yırca köyünün sorunları eriyip gitmez. Yargı kararlarına uyulur ve saygı duyulursa kesilen zeytin ağaçlarının yerine bir zeytinlik ormanı yaratacak güç de var destek te. Bu coğrafyanın insanı o ormanı yaratır.

Powered by OrdaSoft!