Rauf RUSTAMOV2Azerbaycan’da Yeni Dönemeç

Azerbaycan halkı, 27 Eylül 2020 tarihinde, Ermenistan’ın beklenmedik bir şekilde Ter-Ter ve Agdam şehirlerini bombaladığı bir pazar sabahına uyandı. Kısa bir süre sonra sıcak savaşa dönüşen ve 10 Kasım’da Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanan kritik gelişmeler, dünya tarihine altın harflerle yazılırken, Azerbaycan için de şüphesiz yeni bir dönemi başlattı.

 

Ülkemizin 28 yıllık haksız ve hukuksuz Karabağ işgalini sona erdiren şiddetli çatışmalarını cephe gerisinde takip eden bir iş adamı olarak, bu yazıda savaş dönemi ve bugünü kısaca değerlendirmek isterim.

Dünya kamuoyunda da yakından takip edildiği gibi bu savaşın dikkat çeken gelişmelerinden biri, Azerbaycan milletinin birlik ve beraberlik ruhuyla tamamen kenetlenmesidir. Azerbaycan ordusunun harekâtı, düşman işgalinden kurtarılan 9 köy ile başlamış ve devamında hemen her gün yeni topraklarımız geri alınırken, tarihi kentimiz Şuşa’nın azat edilmesiyle gururlu bir zaferin kahramanlık destanı yazılmıştır.

Haklı davasına inanan ve son nefesine kadar sahip çıkan Azerbaycan halkı, ön cephede savaşan askerlerimize tam desteğini tüm imkanlarını seferber ederek vermiştir. Kimi destek fonuna para transferi yaparak, kimi evde giysi ve yemekler hazırlayarak cepheye göndermiş, üzerlerine atılan bombalara karşı; evini, ocağını terk etmemiştir. Çarpıcı bir örnek olarak, yırtık ayakkabılarıyla bankaya gelen yaşlı bir Azerbaycanlının, emekli maaşını ordumuza bağışlaması hafızalara kazınmıştır. Aynı zamanda, Türkiye, Rusya ve çeşitli ülkelerde yaşayan Azerbaycanlı iş adamları, tırlarla insani yardımlar göndermiştir.

Tek Lider, Tek İdeoloji

Savaş öncesinde, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin kalıntıları olarak Rus, Batı veya benzeri ideolojilerin sempatizanlığı şeklinde çeşitli fikir aykırılıklarını gözlemlediğimiz kişilerin, konu vatan olunca tek bir lider ve tek bir ideoloji etrafında birleşmesi dikkat çekicidir. Dolayısıyla, tüm vatandaşlarımız yaklaşık 30 yıllık uzun süreçte Karabağ yarasıyla yeni bir nesil yetiştirmiş ve bu nesil ne kadar aydın ne kadar bilinçli ve kahraman olduğunu kanıtlamıştır.

Bu noktada hiç şüphesiz ki, Türkiye halkının ve her iki ülkenin liderlerinin güçlü, iradeli ve önemli rolünü özellikle vurgulamamız gerekir. Karabağ zaferi, sadece Azerbaycan’ın değil, aynı zamanda Türkiye ve coğrafyada yer alan tüm toplumların 30 yıl süren boyun eğikliğinden kurtulmasıdır. Bizler her gün İstiklal Marşı’yla yüreğimize yazdığımız mısraları hayata geçirerek üzerimize takılmaya çalışılan zincirleri kırarken, dayatılan tüm bentleri aştık.

Azerbaycan’da bir İstiklal Savaşı yaşanmıştır. Ordumuz gücünü savaş meydanında göstermiştir. Artık hiç kimse, mesele savaş olduğunda ne Azerbaycan ne de Türkiye’nin fikrini almadan geçemez. Bizler modern silah kullanımı ve yeni taktikler konusunda kitaplara geçecek savaş stratejileri sergiledik. Artık tüm dünya gerçek gücümüzü görmüştür ve ülkelerimizin layık olduğu değeri verecektir.

Resmi olarak açıklanmış olduğu gibi savaş bilançomuz; 2783 şehit, 100 kişilik kayıptır ve 1245 askerimiz şu anda hastanelerde tedavi görmektedir. Bu vesileyle hepsinin karşısında saygıyla baş eğiyor ve kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Savaş Sonrası Dönemi

Savaşın sonuçlanmasıyla beraber, devletimizin üzerinde zorlu ve uzun sürecek bir görev bulunmaktadır. Bu da işgalden geri alınan toprakları layığınca donatarak yaşanabilir hale getirmektir.

Karabağ Bölgesi’nde altyapı, kentleşme, tarım, sosyal, çevre gibi neredeyse her alanda çok büyük işler yapılacaktır. Öncelikle araziler mayın ve olası tehlikelerden temizlendikten sonra, şehir planlama ve altyapılar kurulacak, sanayi, tarım, turizm ve sosyal yeni alanlar açılacaktır.

Bu noktada, Azerbaycan’ın yerli-yabancı yatırımcılara kapıları sonuna kadar açıktır. 2008 global krizinin ardından sanayileşmeye odaklanan Azerbaycan, 90’ların ülkesi değildir. Tüm alanlarda hızlı bir gelişme kaydederek, geleneklerini yaşatan ve aynı zamanda modern dünyanın ihtiyaçlarına yanıt veren ideal bir yapıya sahiptir. Azerbaycanlı yeni nesil, eski Sovyet psikolojisinden kurtularak, her alanda günümüzün tam donanımlı global vizyona sahip yönetici ve girişimcilerini oluşturmaktadır.

Şüphesizdir ki Türkiye’nin savaştaki manevi desteği ve milli iradesine müteşekkir bir taraf olarak Azerbaycan için Türk girişim ve yatırımları büyük önem kazanmaktadır. Dolayısıyla, “İki Devlet, Tek Millet” olarak Türkiye, ülkemizin tarihi yeni yüceliş sayfasında haklı yerini alacaktır.

Yatırım İçin Tam Zamanı

Askeri, inşaat, sanayi, tarım ve diğer birçok alanda yatırıma ihtiyaç olduğunu belirtirken, Karabağ topraklarının Azerbaycan yüzölçümünün yüzde 20’si büyüklükte olduğunu ifade etmek isterim. 5 şehir, 4 kasaba ve 286 köy geri alınmıştır. Burada son 28 yılda hiçbir yatırım yapılmadığını düşünürsek, yaklaşık toplam 2 milyon nüfusun yaşayacağı alanın sıfırdan inşa edileceğini söyleyebiliriz. Bölgede çok yakın sürede milyarlarca dolarlık her alanda yatırıma açık projeler başlatılacaktır.

Bilindiği gibi liberal bir ekonomi anlayışıyla yönünü petrol dışı sektörlere de çevirerek tecrübe ve güç kazanan Azerbaycan’da, üretim kültürüne sahip, modern makine ve ekipmanlarla donatılı büyük ölçekli fabrika ve bazıları yakın coğrafyanın en büyükleri olan entegre tesisler mevcuttur.

Dolayısıyla coğrafi konumu, güçlü ekonomisiyle girişimci ve iş adamlarının başarılı olabilmeleri için gerekli ortamın her yönüyle hazır olduğunu belirtmek isterim.

Kaynak: http://www.eurovizyon.co.uk/

Powered by OrdaSoft!