iran 65Yeni Rota İran Pazarı

İran’ın üzerindeki ambargoların kalkması ve gerçekleştirilen seçimlerin ciddi bir değişimin habercisi olması, birçok dünya ülkesinin gözünü ülke pazarına dikmesine etken oldu. İç politikadaki özgürleşmeyle birlikte, Türk Firmalarının İran pazarına yaptığı yatırımlar da artacak.

 

 

İran’ın nükleer programıyla ilgili Birleşmiş Milletlerin daimi üyesi beş ülke ve Almanya (P5+1) arasında yapılan müzakereler sonuç verdi, İran üzerindeki ambargolar kalktı. Böylece Avrupa Birliği’nin İran petrolünü alması üzerindeki engel de kalkmış oldu, İran’ın ticaret ve bankacılık sektörlerine getirilen sınırlamalar da... Ayrıca ülkede 26 Şubat’ta yapılan seçimler bir değişimin habercisi olarak dikkat çekiyor. Özellikle iç politikayı etkileyecek olan seçim sonuçları, dış politikada angaje oldukları önemli konuları da rahatlatacak. İç politikadaki özgürleşme, tüketim ekonomisine yönelme gibi açılımları da beraberinde getirecek. Bu süreçte şu anki piyasa fiyatlarıyla değerlendirildiğinde, İran’a karşı konulan yaptırımların kaldırılması sadece petrol ihracatından kazanılacak gelirden ülkenin ekonomik kazancı 10 milyar euro artacak. İran Merkez Bankası’nın dünya çapında banka hesaplarındaki döviz rezervlerinin 30 milyar dolar getirisi olacağı öngörülüyor. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) tahminlerine göre, İran’da yaptırımların kalkmasıyla Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 5 büyüyeceği tahmin ediliyor. Ekonomik yaptırımlar neticesinde İran’ın diğer ülkelerle olan ticari ilişkilerinde maliyetin yüzde 15 arttığını ve yaptırımların kaldırılmasıyla İran ekonomisinin dış pazarla ticari ilişkilerinde 15 milyar dolar tasarrufta bulunacağı belirtiyor. Peki, bu gelişmeler Türkiye’nin tarihsel olarak bölgedeki başlıca rakiplerinden biri olarak görülen İran ile ilişkilerini nasıl etkileyecek?

Ambargonun kalkmasıyla birlikte iki ülkenin de ekonomik ilişkilerini geliştirmenin yollarını aramaya başladı. Yaptırımlara rağmen, her iki taraf da birlikte iş yapmanın bir şekilde yolunu buluyordu, ancak bu durum ticareti zorlaştırıyordu. Şimdi iki ülke arasındaki ticaret hacmi büyüyecek. Türk firmalarının İran pazarına yaptığı yatırımlar da artacak. 15 yıl önce 99,5 milyar varil petrol rezerviyle dünya sıralamasında dördüncü olan İran, yeni bulunan rezervlerle 137,5 milyar varille ikinci sıraya yükseldi.

iran 65a

Türkiye’nin Coğrafi Üstünlüğü Var

İran’a yönelik ekonomik yaptırımların kalkması, Türk iş dünyasında işbirliğinin derinleştirilmesi beklentilerini doğurdu. Ancak, uzmanlar bölgedeki tansiyon düşmeden ilişkilerin gelişmesinin kolay olmadığı görüşünde. ABD ve Avrupa Birliği’nin Tahran’a yönelik ekonomik yaptırımları kaldırması, Türkiye tarafından heyecanla karşılandı ama dış politikada ters düşen İran ile Türkiye’nin kısa zamanda yakınlaşması kolay değil.

Türk iş dünyasından birbiri ardına İran ile işbirliğinin derinleştirilmesine yönelik açıklamalar gelse de uzmanlar, Suriye konusunda ortak çözüm bulunmadan ikili ilişkilerin arzu edilen noktaya ulaşamayacağını belirtiyor. İran, nükleer programı için yürütülen görüşmelerde anlaşma sağlanmasıyla küresel sisteme entegre olabileceği, yeni yatırım ve ticaret kanallarını açmaya hazırlanıyor.

78 milyonluk ülke petrol, doğalgaz kaynakları ve geniş tüketici pazarıyla birçok ülkenin iştahını kabartıyor. Özellikle Türkiye, İran’da yaşanacak dönüşümden pay almak için uzun süredir fırsat kolluyor. Türkiye ile İran arasındaki siyasi anlaşmazlıkların temeli yüzyıllar öncesine dayansa da, ekonomik alanda işbirliği konusunda bugüne kadar ciddi bir sıkıntı yaşanmamış olması Türk şirketlerine umut veriyor. İran bölgedeki en zengin enerji kaynağına sahip ülkelerinden biri. Türkiye -İran ekonomik ilişkilerinin ambargonun kalkmasıyla önemli bir ivme kazanacağa benziyor. Lojistik olarak bakıldığında da İran’a en hızlı ulaşabilecek ülke Türkiye. Türkiye’nin coğrafi üstünlüğü var. Ayrıca Türk iş dünyasının dinamizmi önemli bir oranda artı. Türk sanayicisi İran’a yatırım yapma konusunda daha atak davranacağa benziyor. Türkiye ile İran dış ticaret hacmi 2001 yılında 1.2 milyar dolarken, 2008 yılında 10 milyar dolar oldu. 2011’de ise 16 milyar doları aştı ve 2012’de 21.9 milyar dolara ulaştı. Fakat bu tarihten sonra İran’a yönelik yaptırımların etkisiyle iki ülke arasındaki dış ticaret düşüşe geçti.

Şimdi karşılıklı ticaretin ciddi anlamda artırılması hedefleniyor. Ayrıca doğrudan yatırımların karşılıklı olarak artırılması da gündemde.

Daha Güçlü Bir Oyuncu

Ambargoların kalkmasının kimi çevrelerde yarattığı kaygılar da yok değil. Örneğin, İran’ın yaptığı günlük petrol üretiminin ortalama 300 bin varil artması söz konusu. Bu da zaten düşük olan petrol fiyatlarını daha da aşağı çekecek. İran küresel mali sistemin yeniden bir parçası haline gelecek. Ayrıca yurt dışındaki bankalarda dondurulan 100 milyar dolar gibi bir paraya da erişim hakkına sahip olacak. Uluslararası Para Fonu da (IMF) ambargoların kalkmasıyla, İran’ın 2016-2017 döneminde büyüme oranını yüzde 5’e çıkaracağı tahmininde bulunuyor.

Türkiye’nin Ülkede 200’ün Üzerinde Yatırımı Var

Türk iş dünyası ambargonun kalkmasıyla yaklaşık 20 milyar dolar olan dış ticaret hacminin kısa sürede 30 milyar dolara çıkarılmasının hesaplarını yapıyor. İki ülke arasındaki ticaretin önemli bir kısmını İran’ın Türkiye’ye sattığı petrol ve doğalgaz oluştursa da, bundan sonraki dönemde başta müteahhitlik, havacılık, turizm, perakende, telekom, gıda ve makine gibi sektörlerde Türk şirketlerinin hızla 78 milyonluk İran pazarına giriş yapması bekleniyor. Öte yandan İranlı yatırımcıların Türkiye’de iş kurmasını özendirecek bir dizi adım atılması da gündemde. Dünyanın en büyük beşinci ticaret odası olan İstanbul Ticaret Odası (İTO) kayıtlarına göre İstanbul’da İran sermayeli bin 715 firma faaliyet gösterirken, sadece 2015 yılında İran sermayeli 240 yeni firma kuruldu.

Türkiye’nin ise İran’da petrokimyadan ev tekstiline 200’ün üzerinde yatırımı bulunuyor.

iran 65a2

 

30 Milyar Dolarlık Dış Ticaret Hacmi

Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi’nin (DEİK) rakamlarına göre, Türkiye ile İran arasındaki dış ticaret hacmi 2012 yılında 22 milyar dolar düzeyindeydi. Son yıllarda ambargoların da etkisiyle bunda bir düşüş söz konusu oldu. 2013’te 14,6 milyar dolar, 2014’te de 13,7 milyar dolar seviyelerine çekildi. Türkiye’nin İran’da otomotiv yan sanayinden ev tekstiline, petrokimyadan mobilya sanayine kadar çeşitli yatırımları bulunuyor.

İran’a Ambargonun Kalkması Türkiye’ye Nasıl Yansıyacak?

İran’la BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri arasında varılan nükleer mutabakatın ardından üç yıldır süregelen ambargonun kalkması Türkiye’ye de olumlu yansıyacak. Çünkü ambargo Türkiye’nin İran’a yaptığı ihracata ağır darbe vurmuştu. İki ülke şimdi ticaret hacmini artırmaya çalışıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Nisan 2015’te gerçekleştirdiği İran ziyareti, nükleer mutabakatın sağlandığı döneme denk gelince önemi arttı. Ziyarete altı bakanın katılması Türkiye’nin işbirliğini artırma isteğinin yansımasıydı. Eğitim, sağlık ve çevre konularında bir dizi anlaşma imzalandı. Dışa kapalı ekonomik yapısı, uyguladığı dış ticaret kontrolleri, yüksek gümrük tarifeleri, tarife dışı engeller, bankacılık ve ödemeye ilişkin sorunlar, iki ülke arasındaki ulaşım ağlarının yetersizliği ve sınır kapılarında karşılaşılan sorunlar gibi engeller nedeniyle 2003 yılına dek İran ile ticari ilişkilerimizin boyutu istenen düzeyde gerçekleşmedi. Benzer sebeplerle İran pazarında Türk firmalarıyla rekabet edecek Avrupa firmalarının sayısı da sınırlı. Böyle bir ortamda Türkiye’nin İran ile coğrafi ve kültürel bağlarını kullanarak, pazarda mevcut Türk malı imajını daha da geliştirmesi ve diğer ülkelere kıyasla rekabet avantajı kazanması mümkün. İran aynı zamanda Türkiye’nin Orta Asya pazarlarına açılımında da en kısa güzergâh konumunda.

İran’dan Ham Petrol De Alıyor

Dünya petrol rezervlerinin yüzde 10’una sahip olan İran, daha önce Türkiye’nin petrol ihtiyacının yüzde 51’ini (9.2 milyon ton) karşılıyordu. Ancak ambargo ve ABD’nin “alımı azaltın” baskısının yanı sıra Kuzey Irak’tan Ceyhan’a petrol akışı başlayınca ithalat tablosu değişti.

İran’dan ithalat yüzde 28.5’e gerilerken, Irak’tan alınan petrol yüzde 10’dan yüzde 32’ye çıktı. Böylece Kuzey Irak Türkiye’nin ana tedarikçisi haline geldi. 2013 yılında Irak’tan alınan petrol miktarı 5.4 milyon tona yükselirken, İran’dan ithalat 4.8 milyon tonda kaldı. Ekonomi Bakanlığı İran’ı “ticaretin artırılacağı hedef ülke” ilan etti. Nedeni, ambargo yüzünden gerileyen ticaret hacmi.

Ambargonun başladığı 2012 yılında 9.9 milyar doları ihracat, 11.9 milyar doları ithalat olmak üzere 21 milyar 886 milyon dolarla rekor kırmıştı. Dış ticaret hacminin yükselmesinde Türkiye’nin ambargoyu aşmak için İran’a doğalgaz bedelini altınla ödemesi etkili oldu. 2012 yılının sadece ilk beş aylık döneminde İran’a 3 milyar dolarlık altın satılmıştı.

Buna karşılık doğalgaz ve petrol alımı nedeniyle ithalat fazla düşmedi. 2013 yılında 10 milyar 383 milyon dolar, 2014 yılında ise 9 milyar 833 milyon dolarlık ithalat yapıldı. Ancak Türkiye’nin İran’a ihracatı 2012’den sonra gerilemeye başladı. İhracat 2013 yılında 4 milyar 192 milyon dolara, 2014’te ise 3 milyar 886 milyon dolara indi.

Peki, Türkiye İran’a Ne Satabilir?

Ekonomi Bakanlığı, İran ekonomisinin dönüşüm yaşadığını dikkate alarak ihracat yapma potansiyeli olan başlıca sektörleri şöyle belirledi: “Özellikle turizm, enerji, bankacılık, petrokimya, telekomünikasyon, ulaştırma ve otomotiv sektöründe büyük fırsatlar sunuluyor. Havaalanı, karayolu, otel ve konaklama tesislerinin inşası, modernizasyonu ve işletilmesi konusunda iş imkânları mevcut. Ayrıca deniz taşımacılığı konusunda Hazar Denizi ve Karadeniz’de ortak faaliyetler yürütülebilir.” Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, Tahran’da 100’e yakın Türk firması faaliyet gösteriyor. Tebriz’de 2005 yılında kurulan, ülkenin ilk ve tek İran Serbest Yabancı Yatırımcı Bölgesi’nde Türk iş adamlarına ait 38 yatırım bulunuyor. İran nüfusunun yüzde 40’ı Türk kökenli Azerilerden oluşuyor. Ülke genelinde Türk televizyonlarının izlenme oranı oldukça yüksek. Yani İran’da Türkçe konuşan ve Türk mallarına ilgi duyan büyük bir kitle var.

iran 65c

Bölgeye Açılan Kapı

Devreye giren ‘Tercihli Ticaret Anlaşması’ da ticaret hacmini genişletecek önemli bir unsur.  Türkiye’den İran’a gıda, kimya, otomotiv yan sanayi ve demir çelik ürünleri satışının artması bekleniyor.

Öte yandan, İran Türkiye’nin bölge ülkelerine açılan kapısı olacak. Çünkü daha önce Ortadoğu ve Körfez ülkelerine Suriye üzerinden mal sevkiyatı yapan Türkiye, iç savaş nedeniyle bu kapıyı kaybetti. Türkiye’nin önünde tek yol olarak İran kaldı. Ambargonun kalkması, sınır komşusu iki ülkenin birçok alanda birbirine muhtaç olması, İran’daki Türk nüfusu gibi faktörler ticaret hacmini artırmada önemli rol oynayabilir. Ancak iki ülkenin bölgesel liderlik iddiası var. Ayrıca Türkiye; Yemen, Suriye ve Irak’la ilgili dış politikasında İran’la karşı karşıya gelmiş durumda.

Türkiye-İran Ekonomik ve Ticari İlişkileri

Taşıdığı büyük işbirliği potansiyeline rağmen İran ile ekonomik ve ticari ilişkilerimiz son yıllara kadar, İran’daki kapalı rejimden kaynaklanan sorunlar, yaşanan siyasi krizler, korumacı ekonomi siyaseti ve buna bağlı ithalat-ihracat kontrolü, yüksek tarifeler, tarife dışı engeller, ulaşım ve sınır kapılarındaki yetersizlikler, bankacılık sistemindeki sorunlar, İran’a komşu illerimizin sınai ve ticari altyapısının yeterince gelişmemiş olması, kara yolu ve demir yolları ağlarının yetersizliği, uçak seferlerinin sayısının düşük düzeyde kalması ve sınır kapılarında karşılaşılan sorunlar nedeni ile sınırlı kalmıştır. 2003 yılından itibaren İran ile ticari ilişkilerimiz ve karşılıklı yatırım faaliyetlerinde bir canlanma görülmektedir. Son yıllarda küçük ve orta ölçekli işletmelerin, İran’da yatırım yapmak amacı ile düzenledikleri iş gezilerinin yoğunlaştığı görülmektedir. Türk sanayicileri ve iş adamları bakımından İran pazarı cazibesini muhafaza etmektedir. Bunda Türk firmaları ile rekabet edecek Avrupa firmalarının İran’da yeterince mevcut bulunmaması da rol oynamaktadır. Ülkelerimiz arasında, ikili ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için her iki tarafa da gerekli kararlılık ve uygun ortam sağlanmış bulunmaktadır. İran, ülkemiz iş adamları için bir komşu ülke olması coğrafi yakınlığı, kültürel benzerlikler, halkın önemli bir bölümün Türkçe konuşması, Türkiye’ye büyük bir sempatiyle bakılması ile rekabetin çok geniş olmadığı, 78 milyonluk nüfusa sahip önemli bir pazardır. 2014 yılında İran’a ihracatımız 3 milyar 888 milyon ABD Doları, İran’dan ithalatımız ise 9 milyar 833 milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Türk ürünleri İran pazarında rağbet görmekte olup, İran piyasasındaki Türk malı imajı olumludur.

iran 65c2

iran 65d

iran 65e

Bunlara Dikkat Edin

Özellikle İslam devrimi sonrası ticari yaşamın kendine özgü özellikler kazandığı İran’da ticari acente ve distribütörlük aracılığıyla iş yapma biçimi oldukça yaygınlaştı. Son dönemde ülkemizde yaygınlaşan ISO 9000 standartları İran’da da geçerli. Öte yandan İran’a ihraç edilecek her nevi ambalajlı mamullerin üzerinde kolay okunabilir ve anlaşılabilir Farsça kullanım bilgilerinin bulunması, bu ülke yasaları uyarınca zorunlu. İran’da Merkez Bankası sıkı bir kambiyo kontrolü uyguluyor. Yaptığı ihracat karşılığı parasını Türkiye’ye transfer edecek iş adamlarının akreditif seçeneğini kullanmaları halinde İran Merkez Bankası onayını almaları zorunlu.

İran’ın başlıca doğal kaynakları; petrol, doğal gaz, kömür, krom, bakır, demir cevheri, kurşun, manganez, çinko ve sülfürdür. Ülkenin başlıca tarım ürünleri; buğday ve pirinç gibi hububatlar, şeker pancarı, şeker kamışı, meyveler, kabuklu yemişler, pamuk, süt ürünleri, yün ve havyardır. İran sanayisi; petrol, petrokimyasallar, gübreler, sodyum hidroksit, tekstil, çimento vb. inşaat malzemeleri, gıda işleme (özellikle şeker ve bitkisel yağ üretimi) ve metal işleme sektörlerinde yoğunlaşmıştır.

•           İran’ın 2015 tarihinden itibaren ihracatı 38 milyon dolardır, ithalatı ise 43.5 milyon dolardır.

•           Türkiye’nin 2015 yılı itibariyle İran’a ihracatı 4 milyar dolardır. İthalatımız ise 6 milyar dolardır.

•           Türkiye ile İran arasında önemli olan başlıca sektörlerimiz; otomotiv yan sanayi, turizm sektörüdür.

•           İki ülke arasında yaşanan başlıca sorunlara baktığımızda; İran’daki kapalı rejim ve korumacı ekonomi siyaseti kaynaklı sorunlar, siyasi krizler nedeni ile arzu edilen potansiyelde gerçekleşememiş olsa da İran ile ticari ilişkiler ve karşılıklı yatırım faaliyetlerinde son dönemlerde hareketlilik yaşanmaktadır.

•           Ülkemizden İran’a en çok, altın, çelik profil, lif levha ve otomotiv yan sanayi ürünleri ihraç edilmektedir. Kazanlar, makineler, mekanik cihazlar ve aletler, nükleer reaktörler; bunların aksam ve parçaları İran’a ihraç ettiğimiz diğer önemli ürün gruplarıdır.

iran 65f

Powered by OrdaSoft!